H4Y4L
Ben jenifer ve buda ben en yakın arkadaşım jane. Jane çok kıskanç, yalancı vb. Birisi onun benden başka arkadaşı yok. Onu seviyorum. Bir gün mavi bir elbise giymiştim çok güzel olmuştu jane'ye sorduğumda "ııyy çok kötü olmuş, ayrıca sanada hiç yakışmamış" dedi. Ertesi gün yine aynı elbise ile buluşmuştuk beni görünce "elbisen çok güzelmiş" dedi bende
-ama sen bana dün öyle demedin. Kızardı ve bana kıskandığını söyledi. Benim sabrım taştı, kim olsa sinirlenmezdiki. Onla artık konuşmamamız gerektiğini söyledim. Üzüldü. Diğer gün okula giderken kaza sesi duydum, trafik kazı sesi. Kazanın olduğu yere yani jane'nin evinin yoluna ama ne biri nede araba vardı. Ogün jane okula gelmedi. Ertesi günde jane okula gelmedi, tam 4 gün gelmedi. Artık iyice merak ettim, sonunda geldiğinde ona neden gelmedin, ne oldu ard arda sorular sordum falan. Ama bana ne bir cevap ne bir tepki verdi, sanki hipnoz olmuş gibi sınıfa çıktı ama sınıfta normaldi. O hafta güzel geçti jane ile çok iyi anlaşıyorduk. Ona özür diledim. Cuma günü öğretmenim dersi bölerek beni yanına çağırdı ve bana;
-son zamanlarda çok garip davranıyorsun, affedersin ama şizofren gibi
-hocam sınıftakilerde şizofren diye dalga geçiyor, ben herzamanki gibi jane ile takılıyorum klasik.
-sorunda bu, jane 13 ekim 2018 de trafik kazasınfan dolayı öldü.
Dondum, adeta kanım donmuştu.
-tamam hocam. Dedim sınıfa geçtim
Aslında hocama pek inanmadım çünkü jane'yi gördüğümden çok çok emindim, şizofren falan değilim ben!
Ogün okul çıkışı jane'yi takip ettim, aslında yollarımız aynı ama bi süre sonra yrılıyor o sola ben sağa yola gidiyorduk. Onu takip ettiğimde bir kırık dökük dükkanın içine giriyordu, dükkanın sadece bir camı vardı. Ufak minik bir cam. Camdan baktığımda jane büyük gümüş bir boy aynası ile konuşuyordu. Dikkatli baktığımda aynada bir adam silüeti vardı. Adam bana baktı ve hemen arkamı döndüm birde ne göreyim jane! Elini omuzuma attı
-kafeye gitmek istermisin?
Hiçbirşey olmamış gibi evet dedim.
O gün benim için kâbus gibi geçmişti. Uyuyamadım.
Ertesi gün ölen anneannem için mezarlığa gittim. Jane'nin annesini gördüm
-neden burdaki acaba?
Diye mırıldandım.
Annesi gidince bende mezarın yanına gittim. Ve gördüğüm şey karşısında kala kaldım! Oracıkda kanım donmuştu! Bu jane'nin mezarıydı. Hemen o kırık, dökük dükkana gittim fakat tertemiz bir şekilde satılık yazıyordu. Camdan baktığımda ayna falanda yoktu. Ve o günden sonra ne jane'yi nede o büyük, güzel boy aynasını gördüm.
Şu an 23 yaşındayım vr bunun "HAYAL" adlı bir kitabını yazdım.
Ve bu yaşadıklarımı halen unutamıyorum, ben bir şizofrenmiyim yoksa bu bir paranormal olaymı?
Arkadaşlar öncelikle hikayemi okuduğunuz için tşk. Bu hikaye tamamen kurgudur ve bana aittir. Yazım yanlışları varsa çok özür dilerim. Lütfen hikayeyi almadan önce izin isteyin 
