hatırlamıyorum, ama arkadaşım ya 7. ya da 8. katta yaşıyordu ve 701 ya da 801 numaralı dairesi vardı.
Bu yüzden, apartmanın ana kapısına baktığınızda, en soldaki en uzaktaki daireydi.
Bir yaz günü, arkadaşımın evi boş olduğu için, ben ve iki arkadaşımı çağırarak birlikte içki içip eğlendik.
Toplamda, akşamdan beri içki içiyorduk ve gece yarısına doğru herkes sarhoş olmuştu, birbirimizin hikayelerini anlatıyorduk.
Işıkları söndürmüş bir şekilde.
Apartmanın birinci katında sokak lambalarının yanıp sönmediğini, ışıkların söndüğü odada yatarak konuştuğumuzu odanın tavanına sokaktan gelen lamba ışığının girdiğini görebiliyorduk.
Biz konuşurken gözlerimiz tavana dönük şekildeydi...
Tavan aniden bir anlık bir hışımla karanlığa büründü.
Işık bir şeyin önünü kapatmış gibi yok oldu.
Anında, hiç kimse bir şey söylemeden hepimiz pencereye dönüp baktık..
Birisi, demir parmaklıklara asılmış bir şekilde sinsi bir şekilde gülümsüyordu.
Ancak ışık, onun arkasından geldiği için,yatarak odadaki bizlere yüzünü göstermiyor,
sadece yüzü tanınamayan bir bedenle beyaz dişleri görünüyordu
ve sessizce gülümsüyordu..
Biz çok şaşırdık, konuşmayı bıraktık ve sessizce donakaldık..
Bu sırada, birimiz boşaltılmış bir şarap şişesini alıp o kötü adama doğru "Onu öldür!“ diye bağırdı ve girişe doğru gitti.
Bir anlık bir zaman dilimiyle dışarı çıktığında,
arkadaş nereye koştuğunu,
tek duyduğumuz adımların sesini duyuyorduk ve nerede olduğunu göremiyorduk.
Belki de, 'Asansör koridoruna girip merdivenlerden geçip gidiyor.' diye tahmin ettik.
Adımların sesi sadece oraya yankılanıyordu..
Her neyse, arkadaş 1. kata indi ve oraya buraya bakındı,
biz ise arkadaşı aramak için dolandık ve sonra eve geri döndük.
İlk başta, bir hırsız mı yoksa deli mi pencerenin önünde güldü gitti? diye düşündük, ama..
Eve döndüğümüzde arkadaşımızın evinin önünde çok şaşırdık.
Merdivenlerin sonu ile arkadaşımın odasının penceresi arasındaki mesafe çok uzaktı..
Akıl sağlığı yerinde değilse ve bir insan, zıplamadan ve son gücüyle asılı kalmasa, o demir parmaklıklara sarılamazdı.
O yüzden, tamamen bilinçli bir şekilde o demir parmaklıklara asılan biri olamazdı..
Belki biri apartman çatısından intihar ederken düşerken parmaklıklara asıldı? diye düşündüm
Apartmanın birinci katındaki çiçek saksısına bile baktık,
Ama hiçbir iz yoktu...
O gürültüden sonra..
Arkadaşımın evine bir daha hiç gitmedik...
!